21 HAZİRAN 2005 -- Ansiad'ın Turizme Bakışı


ANSİAD'IN TURİZME BAKIŞI
21 HAZİRAN 2005

 

Ülkemizde Turizmin son yıllarda geldiği nokta gerçekten son derece umut vericidir. Aslına bakarsak son 20 yılda Türk Ekonomisinin uluslararası pazara sunduğu tek yeni ürün Turizm olmuştur diyebiliriz. Dünyada son 40 yılda Turizm sektöründeki hızlı büyüme eğiliminin, Türkiyede son 20 yılda yaşandığını gözlüyoruz. Bu devrede ülkemizde Turizmin gelişme hızı uluslararası büyüme hızlarının oldukça üzerinde seyretmiştir. Özetle, geriden gelen bir koşucu olmamıza rağmen, sonuna doğru iyi bir atak yaptığımızı görüyoruz. Daha 1990 yılında Dünya Turizm pastasındaki 24. sıradaki konumumuzu aradan 15 yıl geçmeden 12. sıralara kadar çıkardık. Dünya Turizm gelirindeki 1990 'daki binde 3'lük payımızın bugün %2 lere çıktığını gözlüyoruz.

Dünya Turizm Örgütünün tahminine göre, Dünyadaki toplam turizm gelirleri 2023'te 2 trilyon Doları bulması bekleniyor. Biz bu gelişme trendini sürdürür ve % 4 lük bir payı yakalarsak, Turizm gelirimizin o tarihte 80 Milyar Doları aşacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tüm bu gelişmede Antalyanın çok önemli bir katkısı bulunuyor. Antalyanın tek başına yatak sayısı, Turizm geliri, gelen turist sayısı gibi rakamlar ülke Turizminin yaklaşık yarısını oluşturuyor. 1980 Yılının tamamında ülkemize gelen turist sayısı 1.2 Milyon iken bugün yalnız Antalya olarak mevsimin iyi bir ayında bu rakamı yakalayabiliyoruz.

Bunun en iyi tarafı, Antalyanın Gayrisafi Milli Hâsılasına -yani zenginleşmesine- yapılan katkıdır. Bugün Turizm sektörü, Antalya ili ekonomisinin % 40'ndan fazlasını oluşturuyor. Bu rakam Türkiye ortalaması olan % 4'ın neredeyse 10 misli civarında bir büyüklüğü ifade etmektedir.

Olumsuz yanı ise, il ekonomisi olarak tek bir sektöre aşırı bir bağımlılık yaratmasıdır. Bunu tercüme edecek olursak, bugün Turizm endüstrisindeki olası bir darbede Antalya halkı olarak Türkiyeye en fazla fakirleşen bölge olacağız. Buradan çıkaracağımız iki önemli ders bulunuyor:

Birincisi : Olumsuz gelişmelere karşı hazırlık senaryolarımız olmalıdır. Sektörle ilgili kararları verirken çok dikkatli olmalıyız. Maç oynanırken kural değiştirme adetimizi bırakmalıyız. Kararlarda mutlaka sivil inisiyatifin fikri alınmalı ve azami konsensüs sağlanmalıdır. Ekonomik ve Siyasi istikrarın yanında bürokrasi ve mevzuatta da istikrar şarttır.

İkincisi : Turizm endüstrisini sonuna kadar desteklemekle birlikte Antalyaya başka sektörlerin de gelişmesini sağlamalıyız.

Birinci madde kapsamında; % 3 oranında konmak istenen son Konaklama Vergisi ve yüksek oranlı ÖTV'yi güncel konular arasında başta sayıyoruz.

Bunlar nefesi yeni açılmış bir maraton koşucusunun önüne konan engellerdir. Bırakalım koşucumuz öncelikle bir rekor kırsın. Bunların ötesinde yalnızca Turizm sektörünün değil, diğer birçok sektörün ortak problemi olan yüksek istihdam vergileri ve sigortaları sayabiliriz.

İkinci madde olarak; Turizm sektörümüzün yanı sıra Antalya ilinde başta Tarım olmak üzere, diğer sektörlerin de gelişmesinin gerektiğini ve buralarda da yatırımcıları ve özellikle yabancı sermaye görmek istediğimizi ifade ederiz. Bu noktada Turizm, tetikleyici sektör olabilir.

2020 Yılına kadar Türkiyeye 20 Milyon'a yakın yeni iş yaratılması gerekmektedir. Bunların çok önemli bir bölümü hizmet sektöründe olacaktır. Hiç kuşkusuz Turizm sektörünün yeni yaratılacak istihdamda büyük bir payı olacaktır. Yaratılacak hizmet ve katma değerin kalitesini belirleyecek unsur da eğitimdir. Bu anlamda Turizmde Eğitim konusunun da altını çizmek isteriz. Otellere Çıraklık Meslek Eğitim Sistemi yerleştirmek konusunda model geliştirmeliyiz.

Ülkemiz ve ilimiz Turizmi konusunda sivil toplum örgütleriyle ve kamu birimleriyle işbirliği yapma arzumuzu ve üzerimize düşen görevler konusunda ANSİAD'ın hazır olduğunu bir kez daha ifade eder, saygılar sunarım. 21 Haziran 2005