24 OCAK 2007 -- Ali Rıza AKINCI'nın Mesajı


Değerli medya mensupları,

Hoş geldiniz. Göstermiş olduğunuz bu ilgiye teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz gibi, yeni yönetim kurulu üyeleri olarak ANSİAD’da iki yıl için nöbeti devralmış bulunuyoruz.

Bugün hem sizlerle tanışmak hem de göreve başlarken karşılıklı bir iletişimi başlatmak istedik.

ANSİAD Antalya’nın sektörlerinde bir yere gelmiş, ANSİAD ilkelerini benimsemiş iş adamlarını, kadın ve erkek iş adamlarını sosyal sorumluluk çerçevesinde bir araya getiren sivil bir örgüttür. Kısa geçmişine rağmen Antalya’da bir iş adamı vizyonu ortaya koymuş, bir kimlik kazanmış, Antalya’nın önemli bir sivil toplum örgütü olmuştur.

ANSİAD 17. yılına giren genç bir örgüttür, ama kuruluşundan bu yana Antalya ve Türkiye ile ilgili birçok konuyu gündeme getirmiş, fikir ve proje üretmiş, çok faydalı çalışmalar yapmış, bir sivil toplum örgütü olarak saygın bir konuma gelmiştir. (ANTEV, ANFAŞ, TOP.SİT)

Biz bu misyonu devam ettirecek ve ANSİAD olarak dünyada, Türkiye’de ve Antalya’daki hızlı gelişmeyi izlemeye gayret edeceğiz.

Değerli arkadaşlar,

ANSİAD olarak hedefimiz,

- Türkiye’nin ve Antalya’nın kalkınmasına katkıda bulunmak,
- Serbest rekabet sisteminin gelişmesini sağlamak,
- Sanayici ve işadamının haklarını ve aynı zamanda saygınlığını korumaktır.

En önemli görevimiz küreselleşme karşısında üyelerimizin güçlü olmasını sağlamaktır.

Bizim sanayici ve iş adamları olarak görevimiz milletimize bu konuda güven vermek, Türkiye’nin doğru politikalar geliştirmesi için gerekli uyarılarda bulunmaktır. Bugün Türkiye’de üretim yapan, istihdam yaratan özel sektördür. Biz işadamları olarak dünyayı dolaşıyor, dünyadaki gelişmeleri yerinde görüyor, gördüğümüz iyi şeyleri ülkemizde de istiyoruz.

Son yıllarda dünyada, Türkiye’de ve Antalya gibi illerde hızlı ve köklü bir değişim yaşanmaktadır. Türkiye bu değişime ayak uydurmak zorundadır. Küreselleşmeye karşı sırtımızı dönemeyiz. İçe kapalı bir toplum ve ekonomi olamayız. Dışa açık, rakip ekonomi ve yabancı firmalarla rekabet edebilen bir Türkiye ve Türk firmaları olmalıdır.

Türkiye 1980’de başlayan dışa açık serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecini tamamlamak üzeredir. Serbest kurumlar yapılanmıştır. 1985’te sadece 7,9 milyar dolar olan ihracat bugün 86 milyar dolara yaklaşmıştır. Yılda 1 milyar dolar olan doğrudan fiziki yabancı sermaye girişi 2006’da 20 milyar dolardır. 30 yıllık yüksek enflasyon dönemi son bulmuştur.

Fakat bunun karşısında 30 milyar doları aşan cari açık, 114 milyar dolara ulaşan özel sektör dış borcu, kayıt dışı ekonomi, yüksek işsizlik, artan sosyal sorunlar, üretim maliyetinin yüksekliği Türkiye’nin çözüm bekleyen sorunlarıdır.

Ancak, Türkiye gelişmesine devam ettikçe, bugün karşı karşıya olduğumuz sorunlar ortadan kalkacaktır. Türkiye’nin küreselleşmeden, Avrupa Birliği uyum sürecinden korkması için bir sebep yoktur.

Türkiye coğrafyasıyla, doğal zenginlikleriyle, tarihiyle güçlü bir ülkedir. Bu güvene, bu bilince sahip olmalıdır. Sağlam bir ekonomi, laik ve demokratik hukuk devleti temelinde Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş uygarlık hedefine bağlı kalarak dünyanın güçlü ve ileri ülkeleri arasında yerimizi alacağımızdan şüphe duyulmamalıdır.

Ülkemizin halen yaşadığı ekonomik ve sosyal sorunlar bu inancımızı zedelememelidir.

Türkiye küresel rekabet karşısında eğitim reformunu, adalet reformunu, vergi reformunu, kamu yönetimi reformunu gerçekleştirerek ekonomik gelişmesini devam ettirecektir. Eğitim reformu ile işgücü kalitemizi yükselteceğiz. Vergi reformu ile kayıt dışı ekonomiyi azaltacağız. Türkiye ekonomisi böylece daha fazla katma değer yaratan, daha fazla istihdam yaratan bir ekonomi olacaktır. Reform yorgunluğuna hakkımız yoktur. STK’lar bu konuda toplumu ve hükümetleri dirençli tutmak için vardır.

Önemli olan Türkiye’nin bütün enerjisini bu şekilde ilerlemeye harcamasıdır.

Değerli Arkadaşlar,

Antalya Sanayici ve İşadamları olarak Antalya’nın bugün olduğunda çok daha ileri bir noktaya geleceğine, gelmesi gerektiğine inanıyoruz.

Antalya Türkiye’de gelir bakımından sekizinci sırada görülmektedir. Ama bu 2000 yılı verilerine dayanmaktadır. Biz bugün Antalya’nın 11 milyar dolar civarında bir katma değerle Türkiye’nin 6. ekonomisi olduğunu tahmin ediyoruz. Yani Antalya 380 milyar dolarlık ulusal gelirin yaklaşık % 3’ünü üretmektedir. Geçmişte Toroslar’ı, Çubuk Beli’ni aşamayan, Türkiye’nin çıkmaz yolu bugün 6. büyük ekonomidir. Bir turizm ve tarım merkezidir. 15-20 yıl önce küçük bir taşra şehri iken bugün bir metropole dönüşmektedir. Turizmde, tarımda, inşaat sektöründe, sanayide ve hatta ticarette büyük firmalar çıkmakta, birçok sektör yurtdışına açılmaktadır.

Antalya’da ekonomik durumu 10-12 yıl önce ile karşılaştırınız. İhracat 100 milyon dolardan 400 milyon dolara çıkmıştır. Sanayi Bölgesi 40-50 firmadan bugün tahsis talepleri ile 360 firmaya gitmektedir. Son birkaç yılda 9 alışveriş merkezi kurulmuştur. Bir–iki süpermarket var iken, bugün 400 metrekare üzerinde 28 süpermarket ve hipermarket açılmıştır. Turizm ve tarım firmaları hızla büyümüştür. Dün dörtte bir kapasiteyle çalışan liman 60 milyon dolara alıcı bulmuştur. ANFAŞ Antalya’ya fuarcılığı getirmiştir. 1990’da Antalya nüfusu 1,1 milyondur. 2000’de 1.7 milyondur. 2006 yılında 2,3 milyonu aşmıştır. 15 yılda iki katına çıkmıştır. Bugün Hükümetlerin gözü İstanbul’dan sonra Antalya’dadır. Bunlar küçümsenecek gelişmeler değildir.

Öte yandan bu hızlı değişime rağmen Antalya bugün halen ulaşım sistemini, alışveriş merkezlerini, maden ocağı adı altında açılan orman sahalarını, Dokuma fabrikası yerini, Organize Sanayide hayvan borsasını tartışmaktadır. Biz ANSİAD olarak Antalya’nın daha iddialı olmasını, daha büyük hedeflere hazırlanmasını arzu ediyoruz.

Bu çerçevede önceliğimizi sanayi ve tarım sektörlerimizin geleceğine veriyoruz. Bu diğer sektörleri ihmal etmek anlamına gelmeyecektir. Ama, Antalya’da turizmde yatırımların bir sınıra geldiği görülmektedir. Bundan sonra golf, kongre gibi alanlarda, alışveriş turizminde gelişme olmalıdır.

Turizmde gelir artışının kapasite artırımıyla değil, kalite ve çeşitliliği arttırarak sağlanabileceğini görüyoruz.

Biz yüksek gelire sahip, çevresini, tarihini koruyan bir Antalya özlüyoruz. Aspendos gibi tarihi değerlerimizin çok daha titiz bir şekilde korunmasını arzu ediyoruz. Kaleiçi şehrimizin en önemli servetidir. Kaleiçi için gerekirse özel Kanun çıkarılmalıdır.

Antalya’nın artık sürümden değil, kaliteden kazanması gerekir. Bu sanayi ve tarım için olduğu kadar turizm ve ticaret için de geçerlidir. Antalya’nın şehir turizmine ve alışveriş turizmine uygun olarak gelişmesi gerekmektedir. Bu nedenle şehir merkezindeki her nokta özenle planlanmalıdır. Özel idare binası gibi özellikli alanların çok güzel bir şekilde değerlendirilmesi gerekir. Bu yerleri devlete gelir sağlamak için satmak veya kiralamak çözüm değildir. Bu konularda artık belirli ilkelerin oluşması gerekir.

Biraz önce söylediğim gibi Antalya’nın gelişmesinde bundan sonraki önceliği sanayi ve modern tarım olarak görüyoruz. Bu nedenle, Organize sanayi bölgelerimizin, teknokentin gelişmesine özen göstereceğiz. Sanayi sektörümüz çevre dostu sektörlerde teknolojiye dayalı olarak, ihracata dönük olarak gelişmelidir. Sanayi bölgemiz yabancı sermayeyi cezbedecek bir yapıda olmalıdır. Buna katkı sağlamaya çalışacağız.

Modern seracılığın Antalya için büyük bir potansiyel olduğunu yakından biliyorum. Antalya’da organize tarım alanları veya sera bölgeleri kurulması için emek harcıyoruz. Bunun için elverişli tarım alanlarının korunmasına dikkat edilmelidir. Doğal gaz Antalya’da hava kirliliğinin önlenmesi kadar, sanayimiz ve seralarımız için de önemlidir. Devlet doğal gazın yoğun sera bölgelerine getirilmesini sağlamalıdır.

Değerli arkadaşlar,

Türkiye’de ve dünyada ANSİAD gibi örgütlere güç kazandıran üç faktör vardır. Bunlar;

- Bünyesinde belirli ilkelere saygı gösteren ve sektörlerini başarıyla temsil eden seçkin işadamlarının varlığı,
- Kamuoyu nezdinde çağdaş, bilimsel, objektif veya tarafsız tavır almak,
- Üyeleri arasında güç birliği ile öncü inisiyatifler almaktır.

Avrupa’da UNICE gibi kurumlar, ülkemizde TÜSİAD ve Antalya’da ANSİAD bu şekilde gelişmiş ve güçlenmiştir.

Dolayısıyla ANSİAD da çalışmalarını bu temelde güçlendirecektir. Bu çerçevede öncelikli gördüğümüz konularda kamuoyuna daha açık bir tutum izleyeceğiz.

Sosyal sorumluluk projelerimize devam edeceğiz. Halen dernek olarak pilot seçilen bir bölgemizdeki okullarımızın problemlerini çözmek için Valiliğimiz ile, Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile bir protokol yaptık. İhtiyacı olan okullarımızı himayemize alarak çok güzel bir proje başlatmış bulunuyoruz. Bunun gibi, eğitim fuarı gibi, girişimcilik haftası gibi çalışmalara devam edeceğiz.

Bunların yanı sıra sektörel çalışmalarımızı geliştirmeye önem veriyoruz. Önümüzdeki günlerde üyelerimizle sektörel konularda kapsamlı bir çalışma başlatacağız.

ANSİAD saygın, güvenilir, örnek bir kurum olarak Antalya’nın sürdürülebilir gelişmesinde referans kurum olmak en büyük arzumuzdur.

Bu yolda siz değerli basın mensuplarımızın desteği, basınımızın fikir ve önerileri bize yardımcı olacaktır. Bunun için sık sık sizlerle beraber olmaya çalışacağız.

İşbirliğimizin devam edeceğine inanıyorum. Bugünkü ilginiz için tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. 24.01.2007

 

Ali Rıza AKINCI
ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı