Değerli Konuklar,
ANSİAD’ın olarak beş temel misyonumuzdan biri, ülkenin temel sorunlarına duyarlı bir kurum olarak kamuoyunu yönlendirici bir rol oynamak ve Ansiad temel değerlerimiz içerisinde de ‘Eğitime duyarlı, kendini sürekli geliştiren tüm karar ve uygulamalarda, bilimsel ilkelere dayanan bir kurumdur diye yazmaktadır.
Bu maddeleri hayata geçirebilmek için de ANSİAD kuruluşundan itibaren geçen 33 senede kurumsal yapısını tamamlamış, ülkemizin sadece ekonomik büyümesini değil her alanda kalkınmasını hedef alan çalışmalara imza atmış ve atmaya da devam edecektir. Çünkü biliyoruz ki eğitimde, sporda, kültürde, sanatta ve özellikle felsefede ilerlemeyen toplumların sadece ekonomik büyümeye endeksli rakamlar ile çağdaş ülkeler seviyesine çıkmaları mümkün değildir.
Bizler de bu noktadan hareketle yola çıkarak, beş yıl önce felsefi düşünmeyi daha iyi kavrayabilmek, sorgulama yeteneklerimizi daha doğru ve anlamlı kılabilmek adına Ansiad Küçük Felsefe Okulu’nu aynı zamanda üyemiz olan Prof. Dr. Yusuf Örnek önderliğinde hayata geçirdik. Geçen süre içerisinde üyelerimizin yüzde 75 katılımı ile de çeşitli zamanlarda felsefe okumaları ve eğitimleriyle bunu tüm kentimize yaymanın mutluluğunu taşımaktayız.
Felsefe, insanı insan yapan ve bir hiç olmaktan kurtaran, araştırma ruhunu anlamlandırma, yorumlama ve değerlendirme etkinliğinin, önemli sorular sorma ve onlara ciddi olarak cevaplar arama özelliğinin, erdemli olma ve mutlu yaşama talebinin, kısacası bilgeliğe ulaşma özleminin en hakiki ifadesidir. Felsefe başka bir tanımda da bir ülkenin toplumsal ve ekonomik yapısını geliştirme, gelişmiş çağdaş ülkelere yetişme durumu diye de anılmaktadır.
Kalkınma, üretim ve kişi başına ulusal gelirin artırılmasıyla birlikte, ekonomik ve sosyo-kültürel yapının da değiştirilmesi anlamına gelmektedir, yani kalkınma bir ülkenin yapısal niteliklerinin olumlu yönde değişimidir. Felsefenin yaşamın her alanının içinde olduğunu ve düşünmenin ana kaynağı olduğunu düşündüğümüzde, felsefesiz bir düşünmenin ve düşünme olmadan bir kalkınmanın olamayacağını anlamaktayız. Bu anlamıyla ülkemizde şu an her dönemden daha çok felsefeye ihtiyaç vardır. Ülkemizde maalesef felsefe gereksiz ve tehlikeli olarak görüldüğünden geniş kitlelere ulaştırılmamıştır. Diğer taraftan ise tam bir düşünce özgürlüğü olmadan felsefe yapamazsınız. Oysa felsefenin bütün bilimlerin anası, yani çıkış noktası olduğu kabul edildiğinde gerek toplumsal kalkınma adına gerek de düşünme eğitimi adına felsefenin önemi çok daha iyi anlaşılmaktadır.
Düşünen ve sorgulayan bireylerden oluşan toplumlar daha ileriye gideceği gibi, felsefenin bilinmediği toplumlarda dogma ve tabuların doğal bir sonucu olarak çatışmalar kaçınılmaz olacaktır.
Felsefe tarihinden ibaret değildir, felsefe yaşamın ta kendisidir. Felsefe bireye düşünmeyi, sorgulamayı öğretir. Düşünmeyi, sorgulamayı öğrenen birey önce kendisini sonra çevresini sonunda da bulunduğu toplumu değiştirir. Toplumsal felsefeyi öğrenen bireylere sürü psikolojisini telkin edemezsiniz.
İşte bu noktalardan hareketle ANSİAD olarak cumhuriyetimizin 100. yılında Türkiye Felsefe Kurumu iş birliğinde, ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Türkiye’de Felsefe Kongresi’ni düzenlemekten büyük bir onur duymaktayız. Bize bu mutluluğu ve onuru yaşatan Türkiye Felsefe Kurumu’nun değerli başkanı Prof. Dr. İoanna Kuçuradi hocamıza, yönetim kurulunun tüm üyelerine, kongremize katılan tüm hocalarımıza ve Prof. Dr. Yusuf Örnek’e sonsuz teşekkür ederim. Kongremizin gerçekleşmesi için desteklerini hiç esirgemeyen ve bizleri yalnız bırakmayan başta ana sponsorlarımız olmak üzere, kongremize katkı koyan tüm ANSİAD üyelerimize de ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Ayrıca bu kongre günleri içinde değerli felsefeci hocalarımızla kentimizi buluşturma noktasında bizimle paydaşlık yapan Kepez, Muratpaşa ve Konyaaltı Belediye başkanlarımıza, hiçbir konuda bizden desteğini esirgemeyen Antalya Büyükşehir Belediye başkanımıza çok teşekkür ediyorum.
Sözlerime son verirken kongremize adını veren cumhuriyetimizin 100. Yılını kutlar, dolu dolu bir kongre geçirmenizi dilerim. Eğitim felsefesi olarak akılcılığı ve bilimi temel alan Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık seviyesinin de üzerine çıkmanın akıl ve bilim ile olacağının bilinci ile hepinizin yolu açık, kılavuzu Mustafa Kemal Atatürk olsun.
Saygılarımla.