Değerli konuklar,
Protokolümüzün değerli temsilcileri,
ANSİAD’ın değerli üyeleri,
Kıymetli jüri üyelerimiz,
Sevgili öğrenciler ve
Kıymetli basın mensupları,
İklim değişikliği, gezegenimizin var olmasıyla birlikte başlayan, sınır tanımayan ve gelişmişlik düzeyinden bağımsız olarak tüm ülkeleri etkileyen niteliğiyle günümüzün en önemli küresel sorunları arasında yer alıyor. İnsanın yer yüzündeki varlığı ve ilk dönemlerinden itibaren artan ve çeşitli müdahaleleriyle birlikte bu değişim her geçen gün yeryüzündeki yaşamı daha çok etkilemeye başlamış ve 18 yüzyılda tüm dünyayı etkisi altına alan Sanayi Devrimi ile bu müdahaleler farklı boyutlara ulaşmıştır. Bu tarihe kadar denge içerisinde olan yeryüzünün karbon döngüsü fosil yakıt kullanımlarıyla hızla bozulmaya başlamış bu bozulma günümüzde global bir krize dönüşmüştür. Bu krizin getirdiği çok yönlü zorluklara tek bir çözüm bulunmamaktadır.
Birleşmiş Milletler tarafından Ekim 2015’te yayımlanan ‘İklim Bağlantılı Doğal Afetlerin İnsani Maliyeti’ raporunda, son 20 yılda kayıtlara geçen küresel 6 bin 457 doğal afetin yüzde 90’ının sel, fırtına, sıcak hava dalgası, kuraklık ve diğer aşırı iklim hareketlerinden kaynaklandığı ve 1995 yılından bu yana aşırı iklim hareketleri kaynaklı afetler nedeniyle 600 bin kişinin yaşamını yitirdiği, 4,1 milyar insanın ise etkilendiği belirtilmektedir. Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzası iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı en hassas bölgelerinden biri olarak tanımlanmaktadır. Türkiye küresel ısınmanın özellikle su kaynaklarının azalması ve çölleşme gibi bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz yönlerinden etkilenmeye başlamıştır.
Dünya genelinde gelir dağılımından en az pay alan, en fakir grubun yüzde 80’i kırsal alanda küçük çaplı tarım ve hayvancılık yaparak yaşamını sürdürmektedir. İklim değişikliği kaynaklı yağış azalması ve toprak bozulumunun doğal kaynaklar üzerinde yaratığı baskı, söz konusu kırılgan grupları göçe zorlayabilmekte, bu olgu istikrarsızları tetikleyerek, güvenlik risklerini de beraberinde getirebilmektedir.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında düşük karbonlu ekonomiye küresel düzeyde geçilmesi hususu, insanların yaşam biçimlerini, üretim ve imalat yöntemlerini değiştirecek köklü bir dönüşüm öngörmektedir. Bu nedenle iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum çalışmaları salt bir çevre sorunu olarak algılanmamalıdır.
Gerçekte bu mücadele gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin izleyeceği büyüme stratejilerini, enerji politikalarını, sağlık, turizm ve tarımla ilgili programlarını, su kaynaklarının kullanımını, gıda güvenliğini düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerini doğrudan etkileyebilecek ve bunların geliştirilmesinde belirleyici olabilecektir. Bu hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için gelişmiş ülkelerin finansman, teknoloji transferi ve kapasite geliştirme taahhütlerini yerine getirmesi önem taşımaktadır.
Bizler de Ansiad olarak bölgemizde yukarıda özetle önemini vurgulamaya çalıştığım iklim değişikliği konusuna dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak üzere yaklaşık iki senedir ‘İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Çevre’ konusunu etkinlik kapsamında işlemekteyiz.
Çünkü hem küresel hem toplumsal hem de mesleki olarak herkes yaşadığı gezegen üzerindeki iklim değişikliği baskısını azaltmak için bilgi birikimini, becerilerini ve zamanını ortaya koymak zorundadır.
Bu kapsamda kentsel yapılı çevrelerin yıllık küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 75’inden sorumlu iken binaların bunun tek başına yüzde 39’unu oluşturduğu tespitinden yola çıkarak, geleceğin yapılı çevrelerini tasarlayacak yarının aktörlerini iklim krizi, sürdürülebilir çevre ve ekolojik yapı tasarımı konusunda düşünmeye ve farklı disiplinlerle birlikte çalışarak mekânsal, kentsel mimari çözümler üretmeye bir yarışma dahilinde davet ettik.
Bu vesile ile Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden ANSİAD Ulusal Öğrenci Mimari Proje Yarışması’na katılan tüm genç mimar adaylarını ANSİAD olarak gönülden kutluyor, meslek hayatlarında sonsuz başarılar diliyoruz.
Ayrıca yine bu yarışmada eşdeğer mansiyon ve jüri özel ödüllerine layık görülen gençlerimizi de tebrik ediyor, başarılarının devamını temenni ediyoruz.
Bu yarışma sürecinin başından finaline kadar bizlere her konuda paydaşlık ederek, iş birliği içinde bulunan mimar Sn. Recep ESENGİL’e ve jüri üyelerimize de sonsuz şükranlarımı arz ediyorum.
Katıldığınız için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, şahsım, yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım ve Ansiad ailesi adına saygılarımı sunuyorum.
Akın AKINCI
Yönetim Kurulu Başkanı